Dün (11 Ekim 2019) yayınlanan Breaking Bad dizisinin devamı niteliğinde film. IMDB puanı şu anda 8,1. Yönetmenliğini ve senaryo yazarlığını, Breaking Bad Ve Better Call Saul’un da yönetmeni olan Vince Gilligan yapıyor. Başrol de Aaron Paul yani Jesse Pinkman oynuyor.
Film, esaretten kurtulan Jesse Pinkman’in polistan kaçmasını ve yeni gelecek kurmasını konu alıyor.
El Camino Filmi Spoiler Uyarısı
Film devam dizinin devamı olduğu için, diziyi izlemeyen biri için normal bir film. Fakat Breaking Bad sevenler için bir nevi geçmişe yolculuk ettiriyor. Zaten Better Call Saul dizisini de aynı hevesle seyrediyoruz.

Film Jesse ile Mike’ın (Jonathan Banks) konuşması ile başlıyor. Bu sahneyi az çok Breaking Bad’den hatırlıyoruz zaten. Mike filmde bu kadar gözüküyor. Zaten dizide öldüğü için flashback ile görünmesi kaçınılmazdı.
Sonra da Breaking Bad final sahnesinde araba ile kaçan Jesse’nin, devamında ne yaptığını görüyoruz. Jesse’nin eski dostu Badger ve Sıska Pete’nin yanına gitmesi oldukça mantıklı zaten. Filmde, fragmanda gördüğümüz Pete’nin sorgulama sahnesini görmüyoruz.

Sıska Pete’ye karakterinden, samimiyetinden ve müzik yeteneğinden dolayı zaten hayranız, bir de dostluğundan dolayı daha da hayran olduk.
Filmde flashbacklerin çoğu Todd ile geçiyor. Todd ile geçiyor. Todd karakterini oynayan Jesse Plemons o kadar kilo almış ki, gerçekten kötü durmuş filmde. Yani öyle ki, ben diziyi izlerken Todd’un, Black Mirror’un USS Callister bölümündeki Robert Daly olduğunu anlamamıştım.Filmde görünce direkt anladım. Çünkü dizi ile film arasında en az bir 20 kilosu var.
Bizi geçmişi götüren en güzel sahnelerden birisi ise, Jesse’nin tarantulayı gördüğü sahne.

Jesse’nin elektrik süpürgecisini aradığı ve arabasından tanıdığı sahneler güzeldi açıkçası.

Tabi Breaking Bad demek Walter White demek. İnsan Walter’ı hep arıyor. Her ne kadar flashback ile Walter gösterilse de, çoğu Breaking Bad fanı, Walter’ın öldüğünü kabullenmediğinden, filmde bir şekilde çıkacağını düşünüyordu. Fakat Breaking Bad bir klişe değildir. Böyle şeyler olmaz ve olmadı da. Filmin sonunda flashback ile de olsa Jane’i görmek gülümsetti.

Jesse’nin yazdığı mektup Brock Cantillo’ya bu arada.

Film düz bir aksiyon filmi olsaydı muhtemelen kimse tarafından bilinmeyen, öylesine bir film olurdu. Dolayısıyla Breaking Bad izlememiş veya izleyip de sevmemiş birisi için film herhangi bir şey ifade etmeyecektir.